Merhaba sevgili takipçilerim,

Öncelikle yeni yılın hepimiz için başta sağlık, huzur ve mutlulukla dolu geçmesini dilerim. Koskoca bir yılı geride bıraktık. Bir yandan günler geçmek bilmedi, ama öte yandan göz açıp kapayıncaya kadar geçti…Olmaz olamaz dediğimiz çok şey yaşadık; film sandık gerçekmiş…Pek çok kişi gibi ben de hiç sevmedim 2020 yılını. Çok şeyler aldı götürdü, çok hüzünler bıraktı geride, çok canım yandı benim de…….Umutluyum ama 2021 den; hayatımızda bizi yoran, üzen, canımızı yakan ne varsa alıp götürecek…Umudumun fotoğrafını paylaştım sizinle, bu yazının kapak fotoğrafı olarak…

2020 yılını harika bir sempozyum ile kapattık. Sevgili Şükrü Hatun liderliğinde Koç Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Endokrinoloji ekibinin hazırladığı, çok değerli hekimlerimizin de katılımı ile “Tip 1 Diyabet ve Çölyak” konulu sempozyum, Zoom üzerinden gerçekleşti.

Nitsa gibi, çocuğu hem Tip 1 Diyabet hem Çölyak olan 3 anne ve ben de çocuklarımızın geçtiği süreçleri ve deneyimlerimizi anlattık. Sunumlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz;

https://www.arkadasimdiyabet.com/duyurular/koc-universitesi-hastanesi-pediatrik-diyabet-gunleri-2020-tip-1-diyabet-ve-colyak-hastaligi-sempozyumu-yapildi/

Gelelim 2021’e…Tamam umutluyum dedim bloğumun konsepti gereği de……. :)))) şaka şaka. Alt tarafı ufak bir heyecan ile başladık. Çok üzerinde durulacak bir konu değil. Ama madem ki Şükrü hocam “Yaz bunu bir ara” dedi, yazmam lazım” 😊

Benzer hikayeler var esasında; klasik bir set tıkanma keton sorunu……biz alıştık artık. Sokağa çıkma yasağı, haftasonu hep ev hep ev, biraz aksiyon olsun değil mi ama??

Geçtiğimiz pazar günü, klasik bir pazar sabahı….biyolojik saatim her zamanki gibi beni sabah 7 de uyandırdı. Herkes derin uykuda. ( En sevdiğim !!!😂😂😂 ) Kalkmışken pompaya göz attım tabii; 124 ok yukarı yönde; iyidir 124 işte daha ne olsun. Bir de kalibrasyon yaptım. Biraz dolandım ortalıkta falan. Biraz daha mı uyusam acaba diyerek yeniden yatağıma döndüm.

Saat 9.00-9.30 civarı evin haydutu her zamanki gibi “Ama anne acıktııım” dedi. Bu günaydın yerine geçer. Nitsa da uyanmış; bir baktık kan şekeri 260 larda. Anlam veremedik….Dakikalar içinde hızla yükselmeye başladı. Uuuu tutamıyoruz…Düzeltme bolusu girdik pompadan. Kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa gittim.

Nitsa dedi ki “Hayal meyal uykuda setimin bir yere çarptığını hatırlıyorum çıkmış olabilir mi acaba??🤔”

Bir de baktık ki set yerinden çıkmamış ama çarpmanın etkisiyle biraz kanamış. Seti çıkardıktan sonra kanülün eğrilmiş olduğunu gördük, yani bir süredir insülin akışı olmamış ve pompa uyarıda bulunmamış. Doğru set değiştirmeye gitti Nitsa. Ben saat 7 civarı 124 gördüğüme göre demek ki o ara çıkmış olmalı daha önce değil. En fazla 2-3 saat…

“Keton baksak mı?” dedi bizim cadı. “Boşver yaa” dedim “Kan şekeri 260 civarında, aşırı yüksek değil. hem 2-3 saat oldu henüz. Set değiştirdin tamamdır” dedim. İkna olmadı, iyi ki de olmamış. Bingoo Keton 1,6. Bilmeyenler için ketonu önceki yazılarımda açıklamıştım. Vücut insülinsiz kalınca kanda oluşan cisimcikler. Çok kısa bir sürede DKA ( diyabetik ketoasidoz) oluşabilir; acil tıbbi müdahale gerektirebilir kısaca çok tehlikelidir.

Unutanlar için kandan keton ölçüm yorumlamalarını tekrar paylaşıyorum;

Görüldüğü gibi 1,6 epey yüksek bir değer.

Hiç vakit kaybetmeden seti değiştirdiğimiz halde, kalemle … ünite insulin verdik. ( ünite bilgisi paylaşamam; diyabet ekibinize danışınız).

Biraz bekledik. Kan şekeri çok yüksek değil ama keton 1,6 çok yüksek…

Yaklaşık 30-40 dakikalık aralarla kan şekerine ve keton ölçümünde devam ettik. Kan şekeri 250-260 larda gezerken keton hızla yükselmeye devam etti.

1,8 ardından 2,0 . Biz düşmesini beklerken bu kademeli artış evdeki adrenalini de epey arttırdı.

Keton böyleyken parmaktan ölçüm yaptığınızda gelen damla kanın daha yoğun, zor çıktığını bile fark edebiliyorsunuz.

Kahvaltı sofrası ortada duruyor. Saat 10,30 civarı belki 11 farkında değilim. Bir sonraki ölçüm….. O da ne; tüm zamanların evde bakılan keton değeri rekoru !!! 2,2 !!!

Evde bakılan diyorum çünkü; keton + 4 pozitif ile hastaneye yatmışlığımız var. ( Bakınız. Hastane Maceramız)

“Ama hastaneye gidemeyiz Korona var” dedi benim güzel kızım. “Korkma ya gideriz istediğimiz yere” dedim. Bunu söylerken saçma bir şey söylediğimin tabii ki farkındayım…

Korktum !! 2,2 !! sakinmiş gibi yaptım, gözlerim telefonumu arıyor. “Ne yapsam, ne yapsam?” diye kendi kendime konuşarak telefonu alıp Şükrü Bey’i aradım. Bu kendi kendime konuşma meselesi son günlerde moda; özellikle arabada tek başımıza çok güzel sohbet ediyoruz kendimle. 🙃😎

Şükrü hocam ile konuşmamızın sonucunda;

  1. Seti değiştirdiğimiz sırada kalemle verilen insülinin az olduğunu söyledi. hemen … ünite daha verdik.
  2. Keton 0,8 altına düşüne kadar 2 saatte bir insülin vermeye devam edin dedi.
  3. Bol sıvı tüketimi yapmamızı önerdi.
  4. Korkmayın bir şey yok evde yönetirsiniz de dedi 🙂
  5. Nitsa kahvaltı etmemiş olduğu için yaklaşık 14 saatlik açlığı var; açlık ketonu da set çıkması ile birleşmiş olduğundan, böyle bir pik gördüğümüzü izah etti.
  6. Kahvaltısını yapıp karbonhidrata göre bolusu vermemizi söyledi.

Hiç bir şey yokmuş gibi kahvaltıya oturduk. Biraz bulantısı vardı Nitsa’nın normal olarak, biraz kendini zorlayarak yedi …

Aradan yaklaşık 45 dakika geçince 1,2 ‘ye ve yine yaklaşık 1 saat sonrasında 0,2 ye inerek, bu pazar sabahı aksiyonumuz da son buldu.

“Bu kelimeyi kullanmayı sevmiyorum ama insulin ketonun düşmanıdır” dedi, kendisine olan duygularımı bu bloğa sığdıramayacağım Şükrü bey 🥰

Tekrar hatırlatmalarımızı yazalım;

SETLERE ÇOK DİKKAT; bir kaç saat insulinsiz kalmak bile ketoasidoza götürebilir. Medtronic; acaba çıkmayan tıkanmayan set yapamaz mısınız? Biz anneler rahat uyusak?? 🙃

AÇLIK KETONUNA ÇOK DİKKAT; aç kalmak da keton oluşmasına sebep oluyor.

Hepinize sağlıklı, maskesiz, koronasız, ketonsuz sevgi ve huzur dolu günler dilerim

Rina